Sevgi Soysal'ın Tante Rosa'sı...



Merhabalar...
İlk yazımı "Her kadın okumalı!" dediğim Sevgi Soysal'ın Tante Rosa'sı üzerine yazmak istedim.

İletişim Yayınlarından basılan kitap Murat Belge ve Sevgi Soysal'ı hiç tanıyamayan kızı Funda Soysal'ın önsözleriyle başlıyor. Önsözleri okur musunuz bilmiyorum, ben de çok sonradan okuduğum kitaplarda önsözleri es geçmemeye başladım. Eğer okumuyorsanız, bu kitap için okumanızı tavsiye ederim. 

Sevgi Soysal'ın teyzesi Rosel'den esinlenerek yazdığı Tante Rosa,
her kadından bir parça taşıyor fakat o her şeyi en uçlarda yaşıyor. Bu yüzden Tante Rosa işte! Tutkulu, dirençli kadın. En dibe batmayı sonra yavaş yavaş yükselmeyi seviyor. Belki de yükselememeyi!Toplum tarafından ona verilmiş rollere hep baş kaldırıyor. Sırf bu sebepten karşısına çıkan sıkıntılardan kaçmıyor, onlarla yüzleşiyor.

Bir roman bütünlüğünde olan 14 ayrı öyküden oluşuyor, kısacık bir kitap. Başladığınızda elinizden bırakamayacak, bir an önce bitirmek isteyeceksiniz. İçindeki Selçuk Demirel'e ait müthiş çizimler de sizi daha da öykülerin içine alacak. Şahsen ben çizimlere hayran kaldım, gülümseyerek inceledim. 

Bu benim Sevgi Soysal'ın okuduğum ilk ve tek kitabı. Ama kesinlikle son olmayacak. Dolu dolu ve dokunaklı yaşamıyla oldukça etkilendiğim bir insan oldu kendisi.Henüz 40 yaşında kanserden kaybettiğimiz bu sanat kadını bir çoğumuza ilham verecek, biliyorum.

Son olarak!
Kadının vücudunun, yaptığı çocuk sayısının, giydiği kıyafetin, kullandığı arabanın, pişirdiği yemeğin, sokakta bulunduğu saatin erkeklere dert olduğu şu zamanda (Gerçi bunlar her dönemde erkeğe dert olmuştur ya!)  kadına güç ve ruh verecek bir kitap Tante Rosa!
İşte tam bu yüzden her Türkiyeli kadın okumalı ve özümsemeli.

Sevgiler, İrem.






Yorumlar