Büyük Usta Orhan Kemal Üzerine...

Bizim büyük yazarımız Orhan Kemal, yoksulluğu kendine dert edinmiş bir kişi. Yoksulluk insanı, insanın insanlığını yıpratan, küçülten, ezen bir olaydır. Orhan Kemal'e göre yoksulluk insanlığı ne kadar yıpratırsa, ne kadar ezerse, ne kadar küçültürse küçültsün, insanlık cevherine gücü yetmez. İnsanlık, yoksulluk küllerinin altındaki közdür, toprağın altındaki filizdir. Hiçbir şey, yoksulluk bile insanin insanlığını, iyiliğini, mertliğini, güzelliğini elinden alamaz.  
Yaşar KEMAL, 1968
Merhabalar!
Bugün sizlerle Orhan Kemal ve okuduğum 3 kitabı hakkında bir yazı paylaşıyorum. Umarım keyif alırsınız...

Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal 15 Eylül 1914'te Ceyhan'da doğdu. Öğrenimini orta sonda bıraktı ve çeşitli fabrikalarda işçi olarak çalıştı. 1938 yılında 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İlk şiirlerini Raşit Kemali adıyla yayınladı. Orhan Kemal adını kullanmaya başladığı 1942 yılından sonra öykü denemelerine girişti. İlk öykü kitabı Ekmek Kavgası (1949) ile tanındı. 1958'de Kardeş Payı ile, 1969'da ise Önce Ekmek ile Sait Faik ve Türk Dil Kurumu ödüllerini kazandı. Gerçekçilik akımının başında gelen yazarlarımızdan Orhan Kemal, 1970 yılında Sofya'da hayatını kaybetti.


Orhan Kemal Türkçe edebiyatın ustalarından ve şunu söyleyebilirim ki, onu yazdığı dilden okuyabildiğim için çok şanslıyım. (Şanslıyız). Böylesine yalın bir anlatımla bu kadar gerçekçi şeyler yazabilmek, okuyucuyu hikâyeyle iç içe alabilmek için Orhan Kemal olmak gerekiyor galiba!
Aynı anda sımsıcak, içten ve bir kaya kadar sert gerçeklikle yazıyor bence, evet aynen böyle tasvir edebilirim onun üslubunu. Öyle ki bir paragrafta, işsiz kalmış aile babası gibi üzülecek veya fabrikada ustasından şamarı yemiş bir işçi gibi öfkeleneceksiniz ya da o güzel betimlemesiyle anlattığı gündelik işçisi genç kıza hayran kalacaksınız... Küçük insanların (!) büyük mücadelelerine şahit olacaksınız Orhan Kemal'in kitaplarında.

Eğer ki Türkçe edebiyat size sıkıcı geliyor veya bu tür romanlara ön yargıyla yaklaşıyorsanız, bu düşüncelerinizden arınmanızı şiddetle tavsiye ederim. Orhan Kemal'in kitapları sayesinde, işçi sınıfının ezilişinin, fakir halkların mücadelesini gördüm, öğrendim, yaşadım. Bu yüzden günümüzde birçok emekçi kendini Orhan Kemal kitaplarıyla özdeşleştirebilir ve hatta kendini okuyabilir...

Sözün özü Orhan Kemal'in kitaplarının bana ve hayata bakış açıma çok şey kattığını, okumayan yaşıtlarıma, yaşımdan küçüklere ve büyüklere de çok şey katacağını düşünüyorum. Pişman olmayacaksınız :).



Benim ilk okuduğum kitabı 17 farklı hikâyeden oluşan "Önce Ekmek"ti. Eğer daha önce hiç Orhan Kemal okumadıysanız, üslubu ve kendisinin edebi karakterini rahatça kavrayabileceğiniz kısacık, sürükleyici ve dokunaklı bir kitap... Benim en sevdiklerim kitaba ismini veren Önce Ekmek, Pazartesi ve Biletsiz hikâyeleri. Gerçi hepsi güzel ama ayırt etmek gerekirse işte... :)






Daha sonra "Bereketli Topraklar Üzerinde" ve "Eskici ve Oğulları" romanlarını okudum. Bunlar 400 sayfa civarında, ince denemezler ama çok kalın da sayılmazlar. Eğer ki kalın kitap korkunuz varsa hiç çekinmeyin yukarıda da söylediğim gibi Orhan Kemal'in dili o kadar yalın ve sürükleyici ki bir an önce okuyup bitirmek isteyeceksiniz.



Kısaca bahsetmek gerekirse Bereketli Topraklar Üzerinde romanında, köylerinde geçim sıkıntısı çeken ve bu yüzden şehre göç etmek zorunda kalan üç arkadaş İflahsızın Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali'nin büyük şehirdeki yaşam mücadelesine şahit oluyoruz.







Eskici ve Oğulları'nda ise isminden de anlayacağınız gibi şehirleşme ve fabrikaların çoğalması ile para kazanamayacak duruma gelen Topal Eskici'nin oğullarıyla birlikte aileyi ekonomik sıkıntıdan kurtarma çabalarını anlatıyor.










Benim Orhan Kemal ve okuduğum üç kitabı hakkında sizinle paylaşabileceklerim bu kadar. Umarım hoşunuza gitmiş, ilginizi çekmiştir. Okuduğunuz için teşekkürler.


Sevgiler, İrem.


Not: Kütlük toplamak ve çırçır fabrikası ne demek Orhan Kemal sayesinde öğrendim :)






Yorumlar